Bu belge 19/11/2023 tarihinden itibaren yürürlüktedir.
AMAÇ
Bu politika metni; her türlü cinsel şiddet, taciz ve saldırıya ilişkin duyarlılık ve farkındalık yaratmayı, bu davranışları engellemeyi, şiddete maruz bırakılanların kendilerini güvenle ve daha açık ifade etmelerini ve istenmeyen yaklaşımları durdurmak yönünde güçlenmelerini sağlamayı hedeflemektedir. Aynı şekilde bu gibi durumlar için önleyici ve onarıcı politikaları/çözüm önerilerini içerir.
Bu belgenin amacı;
a) Genç LGBTİ+ Derneği’nin cinsel taciz ve şiddete karşı kurumsal politik yaklaşımını ortaya koymak,
b) Kurumda gerçekleşebilecek cinsel taciz ve şiddet durumlarını takiben izlenecek, eşit ve adil yaklaşımla uygulanabilir, net ve güncellenebilir bir yönerge sunmak,
c) Cinsel şiddet ve/veya tacizin bildirim sürecinde ve sonrasında derneğin ve kişilerin sorumluluklarını belirlemek,
d) Dernek mensupları (çalışanlar, üyeler, gönüllüler ve stajyerler) için güvenli alan oluşturmak ve tarafların haklarını bilmesini sağlamak
e) Şiddet davranışlarının yaşanmaması ve tekrarlanmaması için koruyucu-önleyici, sürdürülebilir ve onarıcı bir araç sunmaktır.
Genç LGBTİ+ Derneği farkındalık çalışmaları, eğitimler, güçlendirici pratikler, özsavunma çalışmaları, şiddetsiz iletişim pratikleri ve çatışma çözüm teknikleriyle birlikte hem önleyici hem de onarıcı politikaları için yöntem geliştirmeyi hedef edinmektedir.
Bu belgede yer alan ilke ve uygulamalar tüm Genç LGBTİ+ Derneği çalışanlarını, dernek organlarını (Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu, Koordinasyon Grubu, Ofis Grubu), dernek mensuplarını (geçici veya sürekli çalışanlar, gönüllüler, stajyerler ve üyeler) kapsamaktadır; söz konusu kişileri korumak ve desteklemek için hazırlanmıştır.
Bu politikanın amacı pozitif hukuka yansımayan ya da yansıması tercih edilmeyen durumlarda ya da pozitif hukuka taşınan ve belirli bir sonuç elde edilen durumlarda koşul ne olursa olsun belirlenen etik sınırlar ve yöntemler içerisinde durumları ele alma ve güvenli bir çözüm noktasına ulaştırmaktır.
Kurum içi süreç hiçbir şekilde ayrıca hukuki süreçlere başvurulmasına engel değildir ve şikayeti alan kişi şikayetçiyi bu konuda avukat, psikolog, sosyal hizmet uzmanı ya da sosyal çalışmacı olmak üzere uzman eşliğinde bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu konuda bilgilendirme yapıldığını teyit eden ve şikayetçi tarafından tarih ekleyerek imzalanan yazılı bir belge tüm soruşturma dosyalarında bulunmalıdır.
Tanımlar
Ayrımcılık: Bir grup kişiye karşı önyargılardan beslenen olumsuz tutum ve davranışlar bütünüdür. Hoşlanmama, hor görme, kaçınma ve nefret etme, haklardan mahrum bırakma, kötü muamele, fiziksel, sözel, psikolojik ve ekonomik şiddete kadar çeşitli şekillerde olabilir. Ayrımcılığa maruz bırakılan kişiler; kişisel özellikleri yanında, dahil oldukları grubun tüm üyeleri için geçerli olduğu varsayılan özellikleri nedeniyle hedef olurlar. Ayrımcı tutumlar kişisel özelliklerden çok toplum içerisindeki iktidar ilişkilerinden, gruplar arası ilişkiden, sosyo-kültürel bağlamda şekillenen gruplar hiyerarşisinden köken alır.
Cinsiyetçilik: Kişinin kendi beyanı olan ya da atanmış olan cinsiyetine roller atayarak belli bir stereotip üzerinden yaratılan önyargı ve davranışların tamamına denir. Feminist literatürde genel olarak erkeklerin kadınlara uyguladığı bir davranış repertuarı ve şiddet olarak tanımlansa da stereotip roller üzerinden tersine cinsiyetçilik de gözlemlenebilir.
Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği: Toplumsal cinsiyet kavramı, geniş açılımları olan, oldukça kapsamlı bir kavramdır. Genel olarak sosyalizasyon sonucunda edindiğimiz/edinmemiz beklenen cinsiyet olarak tanımlanabilir. Bize cis-heteronormatif ve ikili cinsiyetçi bir bakış açısıyla zıt kutuplarda (veya birbirinin aksi gibi) tanımlanan ‘kadınlık’ ve ‘erkeklik’ deneyimlerinin, toplumsal olarak kurulan ve öğrenilen kalıplar olduğunu anlatır. Bu kalıplar, yani toplumsal olarak inşa edilen bu cinsiyet algısı, yaşanan yere, ailenin durumuna, ekonomik duruma ve bu gibi etkenlere göre farklılaşır.Toplumsal cinsiyet, basitçe “kadın sorunları”na indirgenemeyeceği gibi, kadınlarla erkekler arasındaki ilişkileri de sadece bir ezme/ezilme ilişkisi olarak tanımlamaz. Tersine, sadece kadınlarla erkekler arasındaki ilişkilere değil, bütün toplumsal ilişkilere cinsiyet ilişkileri açısından da bakar. Toplumsal cinsiyet hem analitik bir kategoridir -kimliklerin nasıl oluşturulduğuna ilişkin bir düşünme yöntemi sunar- hem de toplumda gücün dağılımına değinen politik bir fikirdir.
Cinsel ayrımcılık ise insanların diğer insanlar hakkındaki yargıları, kişisel değerlerden çok cinsiyete dayandığında ortaya çıkan ve kimi zaman nefret içeren çatışmalı durumdur. Örtük olabilen bir ayrımcılık türüdür.
Allosexism: Tr. Alloseksizm. Toplumsal hayatı tüm insanların başkalarına karşı cinsel çekim duyacağı varsayımıyla düzenleyerek aseksüel insanları dışlayan ve ayrımcılık üreten yaygın rejim. Antik Yunancadan ge- len allo (“diğer”) ön eki, “kendi dışındakine yönelen” anlamında yorumlanmaktadır.
Amatonormativity: Tr. Amatonormativite. Toplumda her insanın bir başkasıyla uzun soluklu ve genellikle tek eşli bir romantik ilişkiyi arzulayacağı, en tatmin edici yaşam şeklinin bu olduğu ve böyle bir ilişki içinde bulunmayan insanların hayatlarının eksik olduğuna dair yerleşik varsayımları kapsayan bir kavramdır. Romantizm/aşk, tek eşlilik ve evlilik kurumunu ayrılmaz biçimde iç içe geçirir. Amatonormativite sebebiyle toplumun önemli bir kısmı “zorunlu tek eşli” ilişkiler içinde var olmaktadır.
Biphobia: Tr. Bifobi. Biseksüel ve bi+ çatısı altında, monoseksüel olmayan kimlik ve varoluşlardan hoşlanmama, korkma ve nefret etme olarak tanımlanır.
Cissexism: Tr. Cisseksizm. Cis insanların trans insanlardan üstün olduğuna, cis insanların özünde daha gerçek, daha doğal vb. olduğuna yönelik inanç ve eğilimler bütünü. Toplumsal hayatı cis insanlara göre tasarlayarak cis insanları trans insanlardan daha ayrıcalıklı kılan sistematik bir yaklaşıma işaret eder.
Femmephobia: Tr. Femfobi. Feminen olarak algılanan kişileri (maskülen olarak algılananlara kıyasla) daha değersiz görme ya da feminen olarak tanımlanan değerleri maskülen olarak tanımlanan değerlerden daha aşağı bulma eğilimi. Neyin feminen ya da maskülen olarak algılandığı tarih boyunca değişiklik gösterse de feminen olanı küçük görme pratiği özellikle modern yüzyılların belirgin bir hiyerarşi mekanizmasıdır. Femfobi kadın düşmanlığıyla kesişim içinde olduğundan, cis görülen kadınların feminen özelliklerinden dolayı aşağılamaya maruz kalması femfobinin en yaygın şekillerindendir. Bunun yanında, gey topluluğunun içindeki feminen insanların maruz kaldığı şiddet veya transfobik tartışmaların ezici bir ağırlıkla trans kadınlara yönelmesi, femfobinin öne çıkan örneklerindendir.
Heterosexism: Tr. Heteroseksizm. Tıpkı cinsiyetçilik ve ırkçılık gibi, heteroseksüel olmayan pratikler, kimlikler, ilişkiler ve toplulukları dışlayan, kısıtlayan ve utandırmayı amaçlayan ideolojik bir sistemdir. Heteroseksizm çok defa cinsiyetçilik ve patriyarkayla ayrılmaz bir ilişki içindedir, zira kadın ve erkeğin iki ayrı varlık olarak tanımlanması ve toplumsal iş bölümünün bu ayrıma dayalı olarak gerçekleştirilmesi heteroseksizmi görünmez kılarak meşrulaştırmaktadır.
HIV phobia: Tr. HIV fobi. HIV ve AIDS ile yaşayan insanlara yönelik irrasyonel bir korkudan beslenen nefret, dışlama ve ötekileştirme. Kendisine HIV aktarılmasına dair yoğun ve dindirilemez bir kaygı için kullanılan “AIDS fobi”nin aksine HIV fobi, özneleri merkezine alan politik bir terimdir. HIV pozitif tanısı almış kişileri bunu paylaşmaya zorlamak veya kişilerin eğitim, sağlık gibi hizmetlere erişimini engellemek yaygın HIV fobi biçimlerindendir.
Homophobia: Tr. Homofobi. Genel anlamıyla eşcinsellere ilişkin olumsuz duygu, tutum ve davranışlar olarak tanımlanır. Homofobi, kişisel bir korku ve irrasyonel bir inanç olmanın ötesinde, politik bir alanda oluşan, kültür ve anlam sistemleriyle, kurumlar ve toplumsal geleneklerle ilişkili olarak ele alınması gereken, gruplar arası mekanizmalara işaret eder. LGBTİ+ların “normal” ve “makbul” olanın dışındaki bir grup, bir öteki olarak kavramsallaştırılması sonucunda oluşan ve belirli stereotiplerin eşlik ettiği bir ideoloji olarak görülebilir. Bu ideolojinin toplumsal düzeni tanımlaması ise heteroseksizmi doğurmaktadır.
Lesbophobia: Tr. Lezfobi. Lezbiyen olarak algılanan kişiler veya lezbiyenlerce gerçekleştirildiği düşünülen pratiklere karşı hissedilen hoşnutsuzluk veya nefret duygusu. Homofobi ve kadın düşmanlığının kesiştiği bir alan olarak hem heteroseksist toplum hem de LGBTİ+ toplulukları içinde görülen ve farklı biçimler alan bir olgudur.
Microaggression: Tr. Mikro saldırganlık davranışları, mikro saldırı. Kasıtlı veya düşünmeden yapılan ve kurulu toplum düzeninde yaygın olarak ezilen kimliklere karşı düşmanca, aşağılayıcı ya da negatif mesajlar ileten kısa, her zaman ilk anda göze çarpmayan davranışlar. Bu davranışlar, hedef alınan kişinin kimliğini geçersiz kılarak zarar verir ve stereotipleri yeniden üretir. “Lezbiyen gibi sevişmek” ifadesinin tatmin edici olmayan bir cinselliği anlatmak için kullanılması veya trans bir kadının güzelliğine iltifat ederken cis kadın imgesiyle kıyaslamak (“benden daha güzelsin” gibi), LGBTİ+’lara sıklıkla yönelen mikro saldırı örneklerindendir.
(to) Misgender: Tr. Yanlış cinsiyet atamak, hatalı cin- siyetlendirmek. Bir insana yanlış ya da kendi cinsiyet kimliğiyle uyumsuz bir cinsiyet atfetmek. Cinsiyetlendirilmiş sözcükler kullanırken (“Kızlar!” “Bak oğlum!” gibi) ya da kişilerin şahsi cinsiyet kimlikleri bilinmeden yapılan genellemeler sırasında (“Burada hepimiz kadınız…” gibi) sık sık yanlış cinsiyet atama durumu doğabilir. Özellikle kapsayıcı olmak iddiasında bulunan bir ortamda yanlış cinsiyet atamaktan kaçınmak için cinsiyetlendirilmiş bir dil kullanmamak gerekli olabilir.
Monosexism: Tr. Monoseksizm. Herkesin belli bir cinsiyete yöneldiği ya da yönelmesi gerektiği varsayımına dayanan toplumsal yapı. Bu yapı monoseksüel insanları toplumsal olarak ödüllendirirken, çekim yelpazesi daha geniş olan Bi+ insanları “kafası karışık,” “olgunlaşmamış,” “gençlik hevesi,” “dönemsel” gibi yaklaşımlarla ezmektedir. Homofobinin kurumsal düzeyde güçlü olduğu yerlerde monoseksizmin egemenliğini fark etmek kimi zaman zor olabilir, ancak monoseksizm tek eşli heteroseksist toplum tahayyülünün ayrılmaz bir parçasıdır.
Outing: Tr. İfşa etmek, ifşalamak, izni olmadan açmak. LGBTİ+ topluluğundan bir insanın cinsel yönelimi veya cinsiyet kimliğinin kendi rızası olmadan başka insanlara açıklanması için kullanılır. Kişinin kendisi tarafından gerçekleştirilen açılma (İng. coming out) eyleminden tamamen farklıdır. İfşa edilen kişinin olası çekincelerini dikkate almadan yapıldığında en hafif olasılıkla bir sınır ihlali, kimi zaman da zarar vermek amacıyla kasıtlı olarak gerçekleştirilen bir şiddet biçimi olarak görülmektedir.
Transphobia: Tr. Transfobi. Trans kişiler veya trans kavramlara karşı korku, rahatsızlık, güvensizlik veya doğrudan nefret besleme durumu. Transfobinin pek çok unsuru olabilir. Kimi zaman doğallık, gerçeklik gibi kavramlara, kimi zaman bilimsel veriler ve biyolojinin hatalı biçimde indirgenmesine dayandırılır. Kimi zaman dini görüşlerden kaynaklanır. Kimi zamansa ezme-ezilmeye dayanan cinsiyet rejimini üreme ka- pasitesi üzerinden, yani cinsiyet özcülüğü aracılığıyla yorumlamaktan ileri gelir.
Onay (rıza): Yasal ve işlevsel olarak yeterli bir kişinin herhangi bir cinsel yakınlık ve davranışa açık, net ve her bir davranış için tek seferlik izin vermesidir. Bir kişinin bir tarihte ya da bir saatte cinsel yakınlık ya da davranışa onay vermiş olması bir sonrakine onay vereceği anlamına gelmez. Onay, cinsel deneyim öncesinde ve/veya sırasında her zaman geri alınabilir. Yasal olarak yeterli olmama (yaş, bedensel ve mental statü, onay vb. açılardan) ya da uykuda olma, madde etkisinde olma, herhangi bir nedenle bilincini kaybetme, bilinci yerinde olsa da fiziksel hastalık nedeniyle konuşamama, hareket edememe gibi durumlarda kişi onay verecek durumda değildir ve onay aranamaz. Silahla veya başka şekilde tehdit, fiziksel zorlama, baskı ve otoritenin kötüye kullanılması durumlarında kişi reddedebilecek durumda değildir; dolayısıyla onay söz konusu olamaz. Kişi onay verecek durumda olduğunda herhangi bir zamanda ya da koşulda onayını geri çekilebilir.
Onay (rıza) inşası: Kişinin onayının olmadığı durumlarda “hayır”ı “evet”e çevirmek için kullanılan, fiziksel zorlama içermeyen bütün yöntemlerdir. Israr (sürekli talep etme), manipülasyon (kişilerin düşünce ve davranışlarını değiştirmek için çeşitli yollarla etkileme, yönlendirme), duygusal tehditler (rıza verilmezse başkalarına gitme tehdidi), ikna süreçleri (hediyeler, maddi destek ve ikram), duygusal baskı (kişiye kendini suçlu hissettirme), kaygıyı azaltma (birliktelik üzerine verilen güvenceler) vb. yöntemleri içerebilir.
Otoritenin kötüye kullanılması: Otoritenin kötüye kullanılması hiyerarşik ilişkilerde meydana gelir. Hiyerarşik ilişkilerde güçlü olarak konumlandırılan kişinin bu gücünü, daha güçsüz konumlandırılan kişiye yönelik olarak; kişiler arası (natrans/trans, deneyim ve bilgi, yaş, maaş/statü, dernek içi ve dışında sahip olunan sosyal güç, baskın/ uyumlu kişilik özellikleri vb.) güç farkı yaratabilecek dinamiklerin gizli ya da açık olarak cezalandırma, sindirme, aşağılama, küçük düşürme, dışarıda bırakma, sessizleştirme aracına dönüşmesi ile gerçekleşen her türlü eylemdir. Otoritenin kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilecek eylemler fiziksel, psikolojik, sosyal ve cinsel şiddet eylemleri olabilirler. Otoritenin kötüye kullanılması bir onay (rıza) inşası biçimidir.
Ödüllendirme vaadi: Kişinin cinsel ya da duygusal amaçlı bir davranış ya da teklifi kabulü durumunda ödül, terfi, not ya da benzeri hak etmediği kazançlar elde etmesini içeren açık ya da ima yolu ile her türlü ayrıcalık vaadinde bulunulmasıdır.
Fiziksel şiddet: Bedensel güç veya üstünlük, bir şiddet aracı olarak kişiyi kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak veya cezalandırmak amacıyla kullanılıyorsa “fiziksel şiddet” söz konusudur. Bu şiddet biçimi, fiziksel üstünlük kurarak, bedene temas ederek ya da eşya kullanarak uygulanabilir.
Sembolik Fiziksel Şiddet: Bağırmak, yumrukla tehdit etmek, korkutucu şekilde bakmak, kapıyı tekmelemek, eşya kırmak, sağlık sorunları olduğunda doktora gitmesine izin vermemek ise sindirmek amacıyla fiziksel üstünlük kullanılarak uygulanan şiddet biçimlerine denir.
Psikolojik şiddet: Duygusal güç veya ihtiyaçlar, kişiyi kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla şiddet aracı olarak kullanılıyorsa “psikolojik şiddet” söz konusudur. Fiziksel şiddetin aksine psikolojik şiddeti tarif etmek daha zordur. Psikolojik şiddetin olduğu her ilişkide fiziksel şiddet olmayabilir ancak, fiziksel şiddetin olduğu her ilişkide psikolojik şiddetin bazı öğeleri bulunur. Psikolojik şiddet sıklıkla fiziksel şiddetten önce başlar ve tecridin eşlik ettiği yoğun psikolojik şiddet, fiziksel şiddetin uyarıcısı olabilir.
Ekonomik şiddet: Maddi güç ve üstünlük, bir şiddet aracı olarak kişiyi kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla kullanılıyorsa “ekonomik şiddet” söz konusudur. En yaygın ekonomik şiddet biçimleri arasında, kişinin çalışmasına, meslek edinmesine, okulu ya da kursu bitirmesine veya işinde yükselmesine engel olmak, gelir ve birikimine el koymak, borçlandırmak, para biriktirmesine, hesap açmasına ve yatırım yapmasına engel olmak, oldukça düşük miktar harçlıklarla günlük yaşamını sürdürmesini istemek ve bu olmadığında ise fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulamak, para için yalvartmak, kişinin maddi gelirini sömürmek, maddi ihtiyaçlarını kişiyi denetlemek adına keyfi ve tutarsız bir şekilde karşılamak yer alır.
Cinsel şiddet: Maruz bırakılankişinin onayı olmadan ya da kişi onay verebilecek/ redd edebilecek durumda değilken, kişiye yönelik gerçekleştirilen cinsel eylem girişimi ya da eylem(ler)dir. Cinsel şiddet, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, 102., 105. maddeleri gereğince suçtur. Cinsel saldırı ve cinsel taciz, cinsel şiddet tanımı içerisinde yer almaktadır.
Cinsel saldırı: Bir kimsenin onayına dayalı olmayan, onayının aranamayacağı ya da inşa edildiği; cinsel nitelikli davranışlarla süreklilik arz etmek zorunda olmaksızın fiziksel olarak vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesini tanımlar.
Cinsel taciz: Fiziksel temas olmaksızın görsel,sözel ve davranışsal boyutta cinsel nitelik taşıyan, onaya dayalı olmayan rahatsızlık verici tavır, söz ve/veya davranış biçimleridir. Hiyerarşik ilişkilerde gerçekleşebileceği gibi eşit statüde olanlar arasında da gerçekleşebilir. Süreklilik ön koşul değildir, eylemin bir kez gerçekleşmiş olması eylemi cinsel taciz olarak değerlendirmek için yeterlidir. Doğrudan olabileceği gibi, örtülü biçimde de görülebilir. Söz konusu davranışlar kişiyi rahatsız eder, bulunduğu ortamdaki varoluşunu zora sokar veya engeller. Cinsel tacizi belirleyen tacizi yapanın niyeti değil, tacize uğrayan kişinin üzerinde bıraktığı etkidir. Tacizin tek sorumlusu bu davranışları uygulayandır.
Cinsel Saldırı: Onaya dayalı olmayan, onayın aranmayacağı ya da inşa edildiği; cinsel nitelik taşıyan ve beden dokunulmazlığını ihlal eden her türlü fiziksel eylem. Yaklaşım ve değerlendirme kapsamında hiyerarşi kurmamak kaydı ile saldırının derecelerine göre yaptırımda farklılıklar uygulanabilir.
Misilleme: Cinsel ya da romantik tekliflerin reddi ve/veya tacize uğradığını düşünerek şikâyet etme yoluna gitmesi/gitmek istemesi nedeniyle, bu duruma maruz bırakılan kişinin örtülü veya açık biçimde yaşamının intikam/misilleme amacı ile zorlaştırılmasıdır. Misilleme, özel yaşamında veya ortak alanlarda da gerçekleşebilir. Cinsel ya da duygusal tekliflerin kabulü durumunda ödül, terfi, gibi ayrıcalıklar vaat edilmesi de bir çeşit onay inşası olarak değerlendirilebilir. Misilleme, cinsel taciz ve/veya saldırı hakkında bildirim yapmak isteyen veya bildirim işlemi yapmış birine karşı uygulanır. Bir vakayı bildirmek isteyen tanıklara yönelik eylemler de misilleme olarak düşünülür. Misilleme bir cinsel taciz türü olarak değerlendirilir ve misilleme karşısında resmi bir şikayette bulunmayı seçenler için gerekli güvenlik mekanizmaları işletilir.
Israrlı takip: Sözlü, yazılı, davranış olarak ya da herhangi bir iletişim aracı kullanılarak kişinin güvenliğinden endişe etmesine neden olacak korku ve çaresizlik duygusu yaratan ve kişiyi baskı altında tutan her türlü cinsel tutum ve davranışı ifade eder. Kişinin peşine takılma, evinin, okulunun, işyerinin önünde bekleme, yolda uzaktan ya da yakından izleme, kişisel bilgilerini, gündelik hayatını öğrenmek üzerine soruşturma yapma ve bu bilgileri taciz etme amaçlı kullanma eylemleri ısrarlı takip olarak nitelendirilmektedir. Ek olarak teknolojik araçlar, kişiyi kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla kullanılıyorsa dijital şiddet söz konusudur. Son 10 yılda sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yaygınlaşan, dijital ortamda 7/24 gözetlenmesi ve takip edilmesini içeren şiddet biçimleri, “yeni kuşak şiddet” olarak da adlandırılmaktadır.
Mobbing/yıldırma: İşyerinde bir ya da birkaç kişi tarafından sistematik bir şekilde, düşmanca ve etik olmayan iletişim biçimleri ile bir ya da bir grup çalışanın çaresiz ve savunmasız bir konuma itilmesi, bu durumun davranışlarla sürdürülmesidir. Mobbing, hiyerarşik ilişki dinamikleri ve her türlü ayrımcılık biçimlerine içkin olarak gerçekleşebilir. Örneğin bir trans kadın, ödül/tehdit içeren cinsel tacize maruz kalarak, hiyerarşik olarak kendisinden üst konumdaki kişiyi reddetmesiyle misilleme sonucu mobbing yaşayabilir.
Mobbing şu şekillerde gerçekleşebilir:
→ Düşmanca çalışma ortamı yaratan cinsel taciz: İstenmeyen, rahatsız eden, küçük düşürücü cinsel içerikli şakalar, yorumlar, cinsel içeriğe sahip materyallere maruz bırakma ile meydana gelir. Örneğin;
• Maruz bırakılan kişi açıkça ya da örtük şekilde rahatsız olduğunu belli etmesine rağmen bedensel görünüş ile ilgili yorum yapmak, iltifatlarda bulunmak ya da argo sözcükler kullanmak; kişinin cinsel yaşamıyla ilgili sorular sormak ya da dedikodu üretmek, cinsiyetçi, homofobik, transfobik şakalar yapmak,
• Cinsiyete ya da cinsel yönelime, cinsiyet kimliğine, cinsiyet ifadesine ilişkin ayrımcı söz ve eylemlerde bulunmak: kasıtlı bir şekilde bir kimseyi yanlış bir isim ya da zamirle çağırmak, o kimseyi dışlama ya da ondan bilgi saklamak.
• Cinsel kimlikle ilgili bir özelliğin kişinin onayı dışında açık edilmesiyle, ifşa ile tehdit etmek ya da bu eylemi gerçekleştirmek.
→ Kendini göstermeyi ve iletişim oluşumunu etkilemek, örneğin:
■ Üst konumda olan kişi maruz kalanın kendisini gösterme olanaklarını kısıtlar, sürekli sözünü keser, yüzüne bağırır ve yüksek sesle azarlar, yapılan işi sürekli eleştirir.
→ Sosyal ilişkilere saldırılar, örneğin:
■ Çevredeki insanların maruz bırakılan kişi ile konuşmaması, bu kişinin kimse ile konuşamaması, kendisine mekanda yokmuş gibi davranılması.
→ İtibara yönelik saldırılar, örneğin:
■ Maruz bırakılan kişinin arkasından kötü konuşulması, asılsız söylentilerin yayılması, gülünç durumlara düşürülmesi, cinsel imaların yapılması.
→ Kişinin yaşam kalitesi ve mesleki durumuna saldırılar, örneğin:
■ Hiçbir özel görevin bu kişiye verilmemesi, verilen işlerin geri alınması, sürdürülmek için anlamsız işlerin verilmesi, işlerin sürekli değiştirilmesi, kişisel zarara sebep olunması.
İlkeler
Dernek;
1. Beyanı Esas Alır: Şiddet beyanı soruşturmaya esas alınır, kanıt aranmaksızın beyana dayalı süreç hemen başlatılır. Beyanlar arasında hiyerarşi kurulmaz. Şiddete sıfır tolerans gösterilir. Beyanın aksini ispatlamak fail olduğu iddia eden kişinin sorumluluğundadır, maruz bırakılandan kanıt sorulmaz.
2. Teşvik Edici ve Destekleyicidir: Süreç boyunca, başvurucunun tekrar mağdur edilmesine, yılmasına ve motivasyon kaybetmesine yol açabilecek ve güven duygusunu zedeleyebilecek her türlü davranıştan kaçınmak ve bu tür davranışların ortaya çıkmasını önlemek için gereken dikkat ve özen gösterilir. Destek sürecinde mağduriyeti artıracak yargılayıcı ve suçlayıcı söz, davranış, tavır ve imalardan kaçınılır. Şiddete maruz bırakılanı güçlendiren, maruziyet sonrası iyilik halini destekleyen mekanizmaları işletmek üzere hareket eder. Mümkünse fail olduğu iddia edilen ve maruz kaldığını iddia eden kişilerin yan yana gelebileceği ortamlar ayrılır ve karşılıklı güven alanı sağlanır.
3. Adil ve Objektif Yaklaşır: Kişilere eşit ve adil yaklaşılır. Süreç tarafların kişilik haklarını gözeterek yürütülür. Herkesin cinsel şiddet faili ya da maruz bırakılan olabileceği göz önünde tutulur. Kişilere değil kişilerin konum ve davranışlara odaklanılır. Burada esas alınan şey sosyo-ekonomik güç ilişkileridir. Fail olduğu iddia edilen kişi ile maruz kaldığı iddia edilen kişi arasındaki asimetrik güç ilişkileri bu yaklaşımda hem pozitif ayrım açısından düşünülür hem de eylemleri yorumlarken eşitlik ve adillik ikilemini aşmak için önemli bir veri olarak kullanılır.
4. Gizliliğin Korunmasına Önem Gösterir: Süreç, tüm aşamalarda, başvuruda bulunan ve hakkında başvuruda bulunulan kişilerin konuyla ilgili talep ettikleri sınırda özel yaşamlarının gizliliğini koruyacak şekilde yürütülür. Süreçte bir biçimde görev alan kişiler; gizliliği korumak ve süreci konuyla ilişkili bütün kişilerin kişilik haklarına saygı göstererek ele alırlar.
5. Kapsayıcıdır: Derneğin vizyon ve misyonu temelinde her türlü cinsel şiddete yaklaşımı kapsayıcı ve kesişimseldir. Cinsel şiddet beyanı esas alınarak başlatılan süreçte başvuruda bulunan ve hakkında başvuruda bulunulan taraflar arasında olası tüm güç ilişkileri (cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, etnisite, toplumsal cinsiyet, konum, statü ve benzeri) göz önünde bulundurulur.
6. Politikanın Tanıtılma Zorunluluğuna Uygun Hareket Eder; Bu politika metni tüm dernek çalışma mekanlarında basılı olarak ve kolay erişilebilir bir şekilde bulundurulmalıdır. Ayrıca politika kamusal bir şekilde Genç LGBTİ+ internet sitesinde bulundurulmalıdır. Genç LGBTİ+ Derneği, tüm çalışanlarının istihdam edilmeye başlandıkları gün, bu politika belgesini okuduklarına dair imzalı bir belgeyi personel dosyalarına eklemekle yükümlüdür.
YÖNTEM
1. Taciz ve şiddet politikasının ilke ve yöntemlerinin hayata geçirilmesi bakımından hem alan koordinatörleri hem de diğer idari organlarda görevli üyeler doğrudan sorumludur. Bu sorumluluk temelinde, taciz ve şiddet politika belgesinin etkin ve etik biçimde yürürlüğünü sağlamak açısından, alan koordinatörleri makul gözetim yükümlülüğünü yerine getirmek; idari konumda görevli üyeler ise çalıştıran sıfatı bakımından sorumludur.
2. Genç LGBTİ+ Derneği’ni temsilen Yönetim Kurulu, cinsel taciz ve şiddet politika belgesini yalnızca idari yetki ve sorumlulukları bakımından hayata geçirmekle sorumludur.
3. Kurum içi süreç hiçbir şekilde ayrıca hukuki süreçlere başvurulmasına engel değildir ve şikayeti alan kişi şikayetçiyi bu konuda bilgilendirmekle yükümlüdür.
4. Taciz ve şiddet politikası temelinde yapılacak başvurular, derneğin Etik kurulu tarafından kabul edilir ve değerlendirilir. Etik kurulu, politika belgesinde yer alan ilke ve yöntemlerinin hayata geçirilmesi çerçevesinde süreci yürütmek ve sürecin sonunda nihai kararı vermekle sorumludur. Etik kurul, kurum içi ve dışı olmak üzere toplumsal cinsiyet eşitliğini, cinsel kimlik ve yönelim çeşitliliğini göz önünde bulunduran 5 kişilik (ihtiyaca ve ele alınan konuyla ilgisi olup olmadığına göre değiştirilmek üzere) toplamdan oluşur ve feminist yöntemi benimser. Etik Kurul, Etik Kurul’un ve YK’nın onayladığı Etik Kurul Yönergesi metnini yaşanan vaka/durum süreçlerinde izleyeceği adımları önceden her iki tarafla da bildirme amacıyla paylaşma yükümlülüğü taşır.
5. Kurum içi ya da mahkemeye şikayette bulunan bir kişi için Etik Kurulu tarafından idari koordinatörün işbirliği ile ve süreç detaylarının diğer çalışanlar/gönüllüler ile paylaşılmaması, gizliliğin esas alınması koşuluyla, alternatif ve güvenli çalışma ortamları oluşturmakla, gerekli görüldüğü takdirde iş ortamı geçici olarak değiştirmekle ve idari olarak sorumlu organ ve kişiler de Etik Kurulundan çıkacak kararı yürürlüğe koymakla sorumludur.
6. Derneğe yapılan başvurular sonrası işletilen süreçte iddia sahibinin kasıtlı olarak yalan söylediğinin ve yanlış beyanlarda bulunduğunun hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde kesin olarak anlaşıldığı durumlarda Etik kurulunca yaptırım uygulanır.
7. Onarıcı Adalet
Onarıcı adalet maruz bırakılanın ihtiyaçlarını tam olarak anlamaya yönelik olup, bulunacak çözümlere maruz bırakılanın yanında ve cinsel şiddet, taciz veya istismarda bulunan kişi ve onun çevresini de sürece dahil ederek ulaşılmasını hedefler. Genç LGBTİ+ Derneği onarıcı adaleti sağlamaya ilişkin girişimlerde bulunmayı, cinsel taciz ve saldırıyla ilgili tüm iddia ve şikâyetleri feminist yöntemlerle etkin bir şekilde ele almayı hedefler. Onarıcı adalet, kesinlikle arabuluculuk ve ya uzlaştırma demek değildir. Kişinin fail olduğu sonucuna varıldığı ve fail kişinin sonuca/karara itiraz etmediği durumda dernek, kişiyi LGBTİ+ hareketine ve çalışma hayatına güvenli bir şekilde yeniden kazandırmayı hedefler ve böylece derneğin toplumsal değişim/dönüşüm için politika üretme iddiasını destekleyici bir tutum sergilenmiş olur. Fail kişinin davranışını ya da davranışının sorumluluğunu kabul etmediği durumda gerekli yaptırımlar uygulanır.
8. Etik Kurul Yönergesine Referans
—————————————————————————————————————-
● Uyarı (çalışan ve stajyerler için, duruma göre hemen veya personel değerlendirme sürecinde yapılabilir);
● İş sözleşmesi feshi;
● Üyelere yönelik olarak, Disiplin Kurulu süreçlerini işleterek disiplin soruşturulması ve gerektiği takdirde üyelikten çıkarılma; ile karşı karşıya bırakılabilir.
Failin üst konumunda olan ve fail ya da şikayetçi açısından gözetim yükümlülüğüne sahip kişinin soruşturma kapsamına alınması zorunludur ve hakkında yukarıda sayılan müeyyideler uygulanabilmektedir. Üst konumda olan kişide kusur bulunmasa da, soruşturmanın kapanmasından sonra bir ay içinde iş ortamının iyileştirilmesine yönelik olarak alınacak yeni önlemlerin listesini Yönetim Kurulu’na sunmalıdır.

